Kurumsal sosyal sorumluluk, hiç şüphe yok ki, Y Jenerasyonu için organizasyonel çekiciliğin önemli parametrelerinden biri. Yeni nesil çalışanlar, sadece ticari varlık göstermekle kalmayan, aynı zamanda topluma ve dünyaya sürdürülebilir katkıda bulunan kurumlara hem iç müşteri hem de dış müşteri olarak daha yakın duruyorlar.
Bununla birlikte, değer yaratan, geçerli ve anlamlı bir kurumsal sosyal sorumluluk duruşu sergilemek isteyen organizasyonların her şeyden önce bu kavramın ne olmadığını anlamaları gerektiğini düşünüyorum. Gelin bakalım, Y Jenerasyonu algısında bu kadar değerli bir yeri olan Kurumsal Sosyal Sorumuluk (KSS) ne değildir:
– KSS kozmetik bir çaba değildir. Amacı kırışıklıkları artmış şirketin yüzünü 6 ayda bir botokslamak değildir. Gece yatmadan önce 5 dakikada çıkarılan makyaj hiç değildir. – KSS yangından ilk kurtarılacaklar listesinin son sırasında değildir. Güneşli günlerde çıkılan piknik değildir. Kurumların ekonomik anlamda zor zamanlardan geçerken ihmal edecekleri sevgili hiç değildir. – KSS bir halkla ilişkiler numarası değildir. Yeni nesil çalışanların gönlüne giden yol, -miş gibi yapılan KSS projelerinden geçmez. – KSS sadece kurumsal devlerin, çok ulusluların yutabileceği bir büyük lokma değildir. – KSS amacın kendisi değildir. KSS yardımseverlik hiç değildir.
Peki nedir Kurumsal Sosyal Sorumluluk? Bir şirketin kurumsal sosyal sorumluluğunu yerine getirmesi demek, bütün paydaşlarına yani çalışanlarına, müşterilerine, tedarikçilerine, ortaklarına, bulunduğu çevreye karşı tamamen sorumlu olması ve bütün kararlarında bu unsurları göz önünde bulundurması anlamına gelmektedir. KSS, 21’inci yüzyılda sürdürülebilir kalkınmanın olmazsa olmaz unsurlarından biri olarak kabul edilmektedir.
Ne güzel ki yaşadığımız yüzyılda kuruluşlar gelecekte de yaşamlarını sürdürebilmek için, içinde bulundukları toplumun yaşam kalitesini yükseltmek, topluma, çevreye ve çalışanlarına karşı sorumluluklarını yerine getirmek zorundalar. Araştırmalara göre her 5 kişiden üçü ortak değerler taşıdığı şirketlerde çalışmak istiyor. Aynı zamanda KSS, müşteriyle ya da tüketiciyle birebir ilişki kurma anlamında da çok etkin bir araç. Bir şirketin mali değerinin genellikle “mal varlığı” değerinin üstünde olduğunu hesaba katarsak, büyük şirketlerin değerini belirleyen kriterlerin büyük bölümünün elle tutulamayan, gözle görülemeyen, sayılamayan değerler olduğunu anlayabiliriz.
CSR Network ve uluslararası bir fikir kuruluşu olan Account Ability tarafından geliştirilen Kurumsal Sosyal Sorumluluk Derecelendirmesi ( Accountability Rating™ ), şirketleri dört alanda 100 üzerinden puanlıyor: Stratejik plan, yönetim, sorumluluk ve operasyonel performans.
Sözkonusu derecelendirme, Avrupa merkezli şirketlerin en yüksek nota sahip olduğunu söylüyor. Otomobil, madeni yağ ve gaz şirketleri ortalamanın üzerinde performans sergiliyor. Bundan da şunu anlıyoruz ki küresel sahnede en büyük güçlüklerle karşılaşan firmalar daha hızlı gelişme göstermeye meyilli oluyorlar.
Yeni nesle uyumlu bir organizasyonel iklimi önemsiyorsanız, takım olma ruhunu harekete geçirin, paydaşlarınızla biraraya gelin. Ama her şeyden önce başkası olmayın, kendiniz olun; çünkü Y Kuşağı sosyal sorumluluğun da sahicisini istiyor!
E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir
Bir dahaki sefere yorum yaptığımda kullanılmak üzere adımı, e-posta adresimi ve web site adresimi bu tarayıcıya kaydet.
Merhaba, Home Office iş ilanları için 👉 yenibiris.com #OİŞSENDE! ...
Merhaba, iş ilanlarına göz atmak için yenibiris.com sitemizi ziyaret e ...
Yurtdışı iş ilanları için 👉 yenibiris.com #oişsende! ...
Merhaba, çok teşekkür ederiz. Bu tarz bilgilendirici yazılardan haberd ...
Bilgilendirici konu elinize sağlık ...
Yenibiris.com | Copyright © Tüm Hakları Saklıdır 2000-2020