Yazıları ele alırken çoğu kez var olan gerçeklik üzerine bir de olması gereken, düzeltilmesi gereken sistemler üzerine yazıyorum. İşleyen hiçbir durum, katı bir kuralda kalmak zorunda değil. Eğer sistem pek çok kişinin taleplerine cevap vermiyor ve gözle görünen bir olumsuzluk varsa, her şey telafi edilebilir.
İş dünyasında süren sorunlar, ülkenin genel yapısına bağlı kaldığı için bizim buradan ilettiğimiz olay ya da olması gereken olgular, bir mesaj niteliğinde de kalabilir. Burada unutmak gerekir ki, herkes kendinden sorumludur ve sizi durdurmayan her şey sizin sisteminizi oluşturur. Bu da bir yapılandırmayı doğurur.
Türkiye’de bu engele takılmak işleri bir kez daha zorlaştırıyor. Geçmiş ilanlarda denk geldiğim birkaç örneği unutamıyorum. 25 yaşını aşmayan, 2 dil bilen ve deneyim sahibi kimseleri bekleyen bir firmaydı. Her şey güzel, eğitim tamam, yeni bir dil öğrenilmiş ama yaş konusunda samimi değil. 25 yaşında bunlara sahip biri olamaz değil, 25’den sonrasına sınır koymak anlamsız. Bu çok ender ilanlardan… Bir de 30 yaş üzeri baskısı var. Bugün 30 yaş dediğiniz nedir ki?
Dünya Sağlık Örgütü tarafında 65 yaşına kadar genç sayılan insan ömründe, üretkenliği, dinamizmi, deneyimi ve eğitimi ile başarı sağlayacak kişilere sadece CV üzerinden engel koymak anlamsız. Kaldı ki herkesin yaşına göre edindiği tecrübe, genetik süreci ve hayata bakışı değişiktir. Bu kotaların mantıklı bir çizgide yol olması gerekiyor.
Baktığımız zaman bir okuldan mezun olmak, gerçekten iyi bir yerde ekonomik özgürlüğün kazanılması, hayalleri gerçekleştirmek adına verilen mücadele için taze yaşlardır.
Bu bir karamsarlık değil görünen bir gerçek. İnceleyelim.
Kendi zamanınıza dönün. Lise mezunlarının çoğunlukta olduğu eğitim kariyerinde, üniversite mezunu olarak iş aramak bir avantajdı. Hele bir dil bilmek ne ala. Deneyim varsa şahane!
Herkes özel üniversitelere girip en azından ilgisi olmayan bir bölümü bile okuyor mu? Genelde evet. Herkes bu okullarda temel bir dil eğitimi alıp, gelişen dil kurslarına gidiyor mu? Evet. Aileler tarafından daha ilkokulda yarışçı gibi yetiştirilmeye başlıyor mu? Evet.
Herkesin eşitlendiği bir zeminde, işe alımlarda demek ki başka şeyler girecek devreye. O da zamanımızda çok moda olan bir tarif hani, özgüven. Kişisel gelişimlerle başlayan kendine dönük yönelimlerle artık ne katarsanız kendinize o.
İş alanları daraldıkça, herkesin seviyesi de eşitlendikçe kaçınılmaz bir gerçekliktir işsizlik. İş arayan pek çok kişi kötü olduğu için ayrılmaz bir önceki yerinden… Sen çok iyisin ama diye başlayan firma konuşmalarında ekonomik sıkıntılar vardır. Geleceğe yatırımı kendimiz yapmalıyız ama devletin desteğine oldukça ihtiyaç var.
E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir
Bir dahaki sefere yorum yaptığımda kullanılmak üzere adımı, e-posta adresimi ve web site adresimi bu tarayıcıya kaydet.
Çok iyi bir içerik başarılar dilerim ...
Süpersiniz, harika bir paylaşım takipteyiz.. ...
Araya bir Türk kadın girişimci de yakışırdı. ...
Oldukça iyi bir içerik tebrikler merve hanım ...
Çalışmalarınızda başlarılar dilerim. ...
Yenibiris.com | Copyright © Tüm Hakları Saklıdır 2000-2020