Üniversite yıllarımda, görev tanımlarının her pozisyon için standart olduğunu ve her şirkette aynı şekilde uygulandığını sanırdım.
Meğer ne kadar yanılmışım.
Aradan geçen onca yıldan sonra anladım ki; çalışan kişinin karakteri, yetkinlikleri, iş hayatından beklentileri, hangi şirkette kimlerle çalıştığı, o şirketin ihtiyaçları kişinin yüklendiği rol ve sorumlulukları şekillendiriyormuş.
Hele bir de pozisyonun hiyerarşik konumu yükseldiğinde görev tanımınız neredeyse her şirketten her şirkete inanılmaz bir değişkenlik gösteriyormuş.
Genel Müdür gibi kariyer parkurunun en tepesinde, birçok kişinin rüyasını süsleyen ancak zorluklarını düşündüğünüzde dışının sizleri içinin onları yaktığı bir pozisyonda ise bu değişkenlik doruk noktasına ulaşıyor. Farklı ekoller olarak da nitelendirebileceğimiz bu çeşitliği gelin bir birlikte inceleyelim.
İlk ekolümüz, tutkulu/girişimci Genel Müdürler. Bu tip Genel Müdürleri, şirket patronlarından ayırt etmek neredeyse imkansız. Bu kişiler şirketi bir noktadan alıp bambaşka bir noktaya taşıyorlar. Ruhlarında yeni iş geliştirme ve yatırım yapma var. Kendilerini adeta şirkete vakfediyorlar. Şirket içinde tanrısal bir güce ve itibara sahip oluyorlar. Çalışanlar, tedarikçiler, müşteriler ve rakipler bu kişi ile şirketi özleştiriyorlar. Hatta birçok patron o kadar inanıyor ki şirketin anahtarını bu kişilere teslim ediyor. Bu ekolün en önemli dezavantajı kendilerine fikir sunabilecek şirket içi yararlı bir muhalefeti oluşturmakta zorlanmaları. Nitekim onlar sürekli gaza basarken birilerinin riskleri, farklı alternatifleri ona hatırlatması ve hatta gereğinde fren işlevi görebilmesi gerekiyor. Sonuç olarak eğer girişimci Genel Müdürler bir konuda önemli bir hata yaparsa şirketlerine bu hatanın bedeli de çok büyük olabiliyor. Ayrıca bu karizmatik Genel Müdürlerin emekli olması veya ayrılması durumunda şirket yönetiminde büyük bir boşluk oluştuğunu ve onların yerini doldurmanın çoğu kez mümkün olmadığını hatırlatmakta yarar var sanırım.
İkinci ekolümüz, kontrolcü Genel Müdürler. Genelde bir finansal ve/veya idari krizin ardından göreve getiriliyorlar. Görevleri; açılan bütçeyi kapatmak, düzensizliği ortadan kaldırmak, mali ve idari disiplini yeniden tesis etmek oluyor. Mali İşler veya denetim kökenli olan bu kişiler kısa bir zaman içinde şirketi zapturapt altına alıyor. Ancak şirket düze çıkardıktan sonra tekrardan atağa kalkmakta zorlanmaları bu ekolün en büyük dezavantajları. Nitekim bir şirket bu ekoldeki bir Genel Müdür ile uzun süre çalıştıktan sonra yeni iş geliştirme, risk alma, büyük yatırım yapma refleksini yitirmeye başlıyor. Defans yaparak yılı geçirmek, beraberlikleri başarı saymak sıradan hatta küme düşmemeye oynamak bu ekolle uzun süre yönetilen şirketlerde bilindik senaryolar haline geliyor. Durum böyle olunca da zaten çok da işle ilgisi kalmamış patronların işten hevesi daha da kaçıyor. Şirketi bir yatırım fonu gibi görüp atılım yapma tutkusunu yitiriyorlar ve alıcısını bekleme konumuna geçiyorlar.
Üçüncü ekolümüz ise bürokrat Genel Müdürler. Bu ekol, çok karışanı olan şirketler de görülüyor. Yönetim kurulunda bolca üye varsa ve her üye ayrı telden ısrarla kendi görüşlerini savunuyorsa imdada bürokrat Genel Müdür ekolü yetişiyor. Bu tarz Genel Müdürler işi gücü bırakıp zamanlarının önemli bir bölümünü taraflar arasındaki hassas dengeleri oluşturmaya ayırıyorlar. Yönetim kurulunda işin unutulduğu, şahsi ekoların çarpıştığı bu “çöküş dönemini” idare eden bürokrat Genel Müdürler mümkün olan en az gürültü ve patırtı ile şirketi son gününe hazırlıyorlar
Gördüğünüz gibi bu yazıya ancak üç ekol sığabildi. Yer olsa iki ekol daha kalemimin ucundaydı. Muhtemelen güzide memleketimizin müstesna şirketlerinde daha benim rastlayamadığım ne farklı Genel Müdür ekolleri daha vardır.
Belki de ülkemizde Genel Müdür olmanın en zor yanı da bu: Ekoller arasındaki derin farklılıklar. Her bir ekol ayrı bir kişilik tarzı ayrı bir ruh hali gerektiriyor. Görebildiğim kadarıyla birçok Genel Müdür, tek bir ekolü temsil ediyor ve tek bir role soyunabiliyor. Bu da değişen şirket ihtiyaçları doğrultusunda hem yönetim kurullarının hem de Genel Müdürlerinin yeni arayışlar içinde olmasına yol açıyor.
İsterseniz lafı daha fazla uzatmayalım Allah’tan herkese gönlüne göre bir Genel Müdür/Yönetim Kurulu vermesini dileyelim…
E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir
Bir dahaki sefere yorum yaptığımda kullanılmak üzere adımı, e-posta adresimi ve web site adresimi bu tarayıcıya kaydet.
Merhaba, Home Office iş ilanları için 👉 yenibiris.com #OİŞSENDE! ...
Merhaba, iş ilanlarına göz atmak için yenibiris.com sitemizi ziyaret e ...
Yurtdışı iş ilanları için 👉 yenibiris.com #oişsende! ...
Merhaba, çok teşekkür ederiz. Bu tarz bilgilendirici yazılardan haberd ...
Bilgilendirici konu elinize sağlık ...
Yenibiris.com | Copyright © Tüm Hakları Saklıdır 2000-2020