“Liseyi bitirdiğim zaman hayattan ne beklediğimi bilmiyordum. Bir ergenlik şoku geçiriyordum. O dönemler annem ve babam sürekli şöyle derdi: “Evlen, çocuk sahibi ol, bir mesleğin olsun.” Böyle sınırlı bir kutu vardı önümde ve bu kutuya sığmaya çalışıyordum.” Hewitt en iyi işyeri araştırmasında bu yıl ilk beşe giren Intendis İlaç’ın başındaki isim Şinasi Yörük, gençlik yıllarında yaşadığı bocalamayı bu kelimelerle anlatıyor. Bir dönem atılma noktasına bile geldiği üniversiteyi bitirdikten sonra babasının emekli ikramiyesinden gelen bir miktar parayla yurtdışına giden ve orada garsonluk yapan genel müdür, şimdi geriye dönüp baktığında “iyi ki risk almışım” diyor. İş hayatına nerede başladınız? – Ankara Polatlı Devlet Lisesi mezunuyum. Liseyi bitirdiğim zaman hayattan ne beklediğimi bilmiyordum. Bir ergenlik şoku geçiriyordum. O dönemler annem ve babam şunu sürekli şöyle derdi: “Evlen, çocuk sahibi ol, bir mesleğin olsun.” Böyle “sınırlı” bir kutu vardı önümde ve bu kutuya sığmaya çalışıyordum. Sonra üniversite için İstanbul’a, Boğaziçi Üniversitesi’ne geldiğimde bu şehri bilmiyordum. Okula vardığımızda neredeyse kayıtlar kapanıyordu. Gelmiştim gelmesine ama hala ne okuyacağımı bilmiyordum. Okulda karşılaştığım biriyle sohbet ederken işletme okumaya karar verdim. OKULDAN ATILMAK ÜZEREYDİM O zamanlar tercihler böyle yapılıyordu tabi… – Evet, bölüm tercihi yapılabiliyordu ve ben İşletme’ye girdim. İlk senemde not ortalamam çok kötüydü ve İngiliz Dili Edebiyatı’na gittim. Çünkü İngilizcemin gelişmesi gerekiyordu, okuldan atılmak üzereydim. O yılım öyle zor geçti ki… Bir gün hocamla konuştum ve seçmeli derslerimi Pazarlama’dan almak istediğimi de dile getirdim. Kabul etti ve o yıl İşletme bölümüne transfer oldum. O tarihlerde babam emekli olmuştu ve elimizde belli bir para vardı. Bir kısmıyla İngiltere’ye gittim ve orada 3 ay deli gibi çalıştım. Kendime olan güvenim arttı. Bunların hepsini kendim yaptım, çok da sıkıntı çektim. Bu yüzden gençlere hep risk almalarını söylüyorum. Çünkü o zaman gelişiyorsun ve olgunlaşıyorsun. Aslında ne yapman gerektiğini zorluklarla boğuşurken anlıyorsun. Hayatla yüzleşmeden kendin olamazsın.
GARSONDUM AMA YÖNETİCİ KADAR PARA KAZANIYORDUM Yurtdışı deneyimi size neler kattı? – Sadece İngiltere’ye gitmedim. Sonrasında da Avusturya’ya gittim ve elimde sadece 2 aylık para vardı. Bu yüzden büyükelçiliğe gittim, üniversite mezunu olduğumu ve ne iş olsa yapacağımı söyledim. Adımı soyadımı aldılar, hakkımda araştırma yaptılar. Sonrasında da kabul edildim ve 2 yıl boyunca oraya ofisime gider gibi gittim. Türkiye’nin tanıtımıyla ilgili olarak orada katiplik yaptım. Yazları da İsviçre’ye gittim, orada da garsonluk yaptım. Garsonluk yaparak kazandığım para, buradaki yöneticilerin maaşlarından daha yüksekti. O parayla da kışları Viyana’da okumaya gidiyordum. Mesela şunu söyleyebilirim; garsonluk bana pazar araştırması yapmayı öğretti. Gelen müşteriyi en kısa sürede anlamaya, algılamaya, ihtiyacını yakalamaya ve ona en uygun şeyi sunmaya gayret gösteriyordum.İşte bu deneyimler dünya görüşümü genişletti, ufkumu açtı. Üke şartlarını nasıl buluyorsunuz? Gençler için elverişli bir ortam olduğunu düşünüyor musunuz? – Evet, çünkü Türkiye gençlerin gelişebilmesi için harika bir alan. İnsanın kendini bulmasına olanak veriyor ve tabi ki rekabet var. Birilerini tanımak elbette çok önemli ama, birilerinden önce insanın kendini tanıması çok önemli. Kendi değerlerini bulması ve onlarla kariyer yapması çok önemli. Uzun bir süreç olabilir ama o motivasyon hiçbir şeyle ölçülemez. Türkiye’ye döndükten sonra kariyer basamaklarını nasıl tırmandınız? – 1985 yılında Ciba-Geigy’e Product Manager olarak atandım. İşime öyle bir sarıldım ki, 2. yılın sonunda Farma Enternasyonel’de ödül aldık. Bu Türkiye için çok önemli bir ödüldü. O ara reçetesiz ilaçlarla ilgili bir departman açıldı ve oraya Satış Müdürü oldum. Bunun arkasından Bölüm Müdürlüğü geldi ve en son uluslararası kadroya girdim. Demek istediğim; ben işimi doğru yapıyorum, herkes de öyle yapmalı. Yanlış yapan yöneticileri görerek, doğrularını kafama yazdım. Liderliğin tepesinde duran en önemli noktanın, örnek olabilmek olduğunu düşünüyorum. Bana göre liderlik eğitimle olabilecek bir vasıf değil, insanın içinde olması gerekli. Ekonomik krizden etkilenmemek için neler yaptınız? – Çok ciddi stratejiler hazırladık ve en sıkıntılı dönemlerde kimseyi işten çıkartmadık. Krize göre kendimizi ayarladık; gereksiz tanıtım giderimiz yok, gereksiz eleman alımımız yok, satış koşullarımız daha kârlı.
ŞİRKETE TANIDIK ALMADIM Hewitt araştırmasında ilk beşe girdiniz. Kriterler arasında çalışan bağlılığı ön plana çıkıyor. Siz Intendis’te neyi farklı yapıyorsunuz da çalışanları şirkete bağlıyorsunuz? – Hewitt araştırmasına iki sene önce de başvurmuştuk. O zaman Hewitt bize, gri ve siyah noktalarımızı gösterdi. Biz bu noktaları tek tek tamir ettik ve tekrar başvurmaya karar verdik ve seçildik. Adil bir işveren olduğumu düşünüyorum. Tam 24 yıldır çalışıyorum ve bazı dönemlerde elbette tanıdıklarımdan işe girmek isteyenler oldu. Ama bu kadar zamandır tanıdığım bir tek kişi bile şu kapıdan içeri girmedi. Çünkü çalışanlarımın güveni en başta gelir. Bu güven duygusu da onların burayı sahiplenmesine sebep oluyor. Fikir ve düşüncelerine itibar ediyorum. Mesela, çalışanlarımızın maaşlarını düzenlerken araştırma şirketleriyle beraber piyasa maaşlarını araştırdık ve çalışanlarımızın maaşlarını buna göre ayarladık. Bunu yaparken de unvan değişikliğini de belli bir sıraya soktuk. bizde her 2 yılda bir üst pozisyona geçiliyor. Şirketimize eleman olarak giren bir kişi, müdür olarak emekli olabiliyor. Bunlar da elbette çalışanımızı motive ediyor. Intendis İlaç, 65’i sahada olmak üzere toplam 80 kişilik bir kadroya sahip. Şirket, doğal yapısı itibariyle tamamen düz bir organizasyona sahip. Hem departmanlar arasında hem de departmanların kendi içindeki bütün gereksiz katmanlar kaldırılmış durumda. Bu da bizim çok hızlı karar alarak uygulamaya geçmemize olanak veriyor. Biz şirket içi bürokrasiyi en aza indirgeyerek ve etkin bir kariyer yönetimi uygulayarak bu başarıya ulaştık. WEB KAMERAM HEP AÇIK Bizim için her insan değerlidir ve onun fikirleri de değerlidir. Değer verildiğini hisseden kişi de motive olur. Tüm çalışanlar web kamera sayesinde bana ulaşabilirler. Onlarla online görüşmeler yapıyorum. Herkesin doğum gününü telefonla arayarak kutluyorum. İnsanlar doğal olarak hatırlanmayı, doğru algılanmayı, değer görmeyi bekliyorlar. Genel müdür olarak kendinizi duvarların arkasına hapsetmemeniz gerekiyor. Bir yönetici etrafına ışık vermeli. Ben karşımdaki kişiye ışık verip, ondan karşılık almak ve işi bir takım çalışması halinde yapmak istiyorum.
E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir
Bir dahaki sefere yorum yaptığımda kullanılmak üzere adımı, e-posta adresimi ve web site adresimi bu tarayıcıya kaydet.
Merhaba, kongre henüz gerçekleşmedi. ikkongre.com sitesinden etkinliğe ...
Çok iyi. Kongreyi izleme şansım olmadı. Ama bir özetini veya kameraya ...
Bayıldım, çok başarılı bir blog olmuş yakından takip edeceğim. :) ...
Uygulanması pek olası gibi durmasa da bence Ülkemizde de uygulanması o ...
Yenibiris bu konuda da her zaman oldukça etkili işler çıkarıyor,teşekk ...
Yenibiris.com || Copyright © Tüm Hakları Saklıdır 2000-2019